Düğün fotoğrafçılığı terimlerini sorgulamak

Düğün çiftlerinin çoğu ilk kez evleniyor. Dolayısıyla ilk kez düğün fotoğrafçısı arayışına giriyorlar. Fotoğrafçılardan teklif almaya başladıklarında, daha önce karşılaşmadıkları düğün fotoğrafçılığı terimleri ile karşılaşıyor, ancak bunlardan bazılarının ne olduğunu tam olarak anlayamıyorlar.

Bu yazıda, günümüzde bolca kullanılan bazı düğün fotoğrafçılığı terimlerini ele alıp, doğruluğunu ve geçerliliğini sorgulamak istedim. Bu sayfada okuyacaklarınız, uluslararası alanda kabul gören tanımları ve benim kişisel görüşlerimi içeriyor. Bazı noktalarda, Türkiye’de genelde yanlış kullanılan bazı tanımları da mantıksal açıdan zorluyor olabilirim.

düğün fotoğrafçılığı terimleri

Amacım, bu terimleri kullanırken biraz düşünülmesini sağlamaya çalışmak. Kısacası biraz felsefe yapıyorum 🙂 Siz de görüşlerinizi bu yazının sonunda yorumlar kısmında paylaşırsanız, yanlışım varsa düzeltirseniz sevinirim.

Düğün fotoğrafçılığı hep vardı, ama Türkiye’de diğer ülkelere göre biraz farklı algılanıyordu. Tanınmış fotoğraf eğitmeni sevgili dostum Yüksel Altun, Düğün Fotoğrafı Geleneği konulu yüksek lisans tezinde Türkiye’de ve dünyada düğün fotoğrafçılığına yaklaşımları inceliyor. Araştırmasının detaylarını tez içeriğinde bulabilirsiniz.

2000’li yılların başında ise Türkiye’de de farklı yaklaşımlar belirmeye başladı. Günümüzde Türkiye’de belki binlerce düğün fotoğrafçısı görüyoruz. Bunlardan bazılarının kendine özgü bir yaklaşımı, tarzı ve çekim tekniği var. Diğerleri ise ana akım yönelimleri uygulayarak çiftlerin popüler tercihlerini karşılıyorlar.

düğün fotoğrafçılığı terimleri

Çiftler ise, birbirine benzeyen yüzlerce düğün fotoğrafçısı arasından bütçelerine uygun olanı seçmeye çalışıyor. Bu yüzlerce düğün fotoğrafçısının sundukları paketler de aşağı yukarı birbirine benziyor. Fotoğrafçılar web sitelerinde, kendilerini neredeyse aynı kelimelerle anlatıyorlar. Hepsi o özel gününüzü ölümsüzleştirecek fotoğraflar çektiğini, ya da keyifli bir çekim sunduğunu ifade ediyor.

Ama bu paketlerde ya da vaatlerin arasında adı geçen düğün fotoğrafçılığı terimleri, çiftlere çok fazla bir şey ifade etmeyebiliyor. Bazen o terimler, asıl söylemek istediğinden farklı bir şeyi anlatıyor.

Mesela dış çekim terimini ele alalım. Ülkemizde düğün fotoğrafı dendiğinde ilk akla gelen terim olan “dış çekim”, gerçekten ne anlama geliyor? Bunun yerine, aynı anlamı doğru şekilde ifade edecek başka bir terim kullanılabilir mi?

apartman bahçesinde dış çekim

Bu terimin nereden çıktığını anlamak için şöyle düşünelim; 2000’li yıllardan önce ülkemizde düğün fotoğrafları, fotoğraf stüdyolarında çekiliyordu. Bazı girişimci freelance fotoğrafçılar yurt dışındaki akımları Türkiye’de uygulamaya başlayınca, ve bu tarz fotoğraflar büyük ilgi görünce, stüdyo fotoğrafçıları da aynı yaklaşımı kullanmak istediler. Böylece gelin-damat çekimlerini stüdyonun dışında, farklı mekanlarda yapmaya başladılar.

Dış mekan çekimi terimi buradan çıktı; stüdyo fotoğrafçıları, stüdyonun dışında yapılan gelin-damat çekimlerine bu adı verdiler. Yoksa baktığınızda, dış çekimler ille açık havada yapılmak zorunda değil. Müzelerin ya da tarihi binaların “iç mekanlarında” da “dış mekan çekimi” yapılıyor. Konu içeride ya da dışarıda olmak değil, fotoğrafçının stüdyosundan uzakta olduğunuz sürece o fotoğrafçı için dış mekandasınız.

Tabi uygulamaya baktığınızda, özellikle stüdyo fotoğrafçılığı kökenli fotoğraf firmalarının, dış çekimleri de stüdyo mantığında yaptığını görüyoruz. Önceden belirledikleri mekanlar arasından bir tanesini çift ile birlikte seçiyor, ve o mekanda stüdyo tarzı ışıkları kullanarak çekimi gerçekleştiriyorlar. Bir nevi, şehirdeki bütün çekim mekanları birer stüdyoya dönüşüyor.

Sonuçta farklı fotoğrafçılar farklı tarzlar kullansa da, yaklaşım aynı; çiftin pozunu, ortamın ışığını, ve varsa kullanılacak aksesuarları kurgulamak, yani kurgusal çekim.

Her ne kadar “düğün fotoğrafı” denince bu tarz fotoğraflar akla gelse de, ben bu tarz fotoğrafları “gelin-damat fotoğrafı” olarak adlandırmayı tercih ediyorum. Çünkü odakta düğünün kendisi değil, gelin ve damadın o günkü güzelliği oluyor. Kaldı ki, bu çekimlerin düğünden farklı bir tarihte de gerçekleştirilebiliyor olması, bu karelerin aslında düğünün değil, gelin ve damadın fotoğrafları olduğuna işaret ediyor. Örnek olarak bu fotoğraftaki çift, aynı kıyafetleri farklı bir gün giymiş ve aynı pozu farklı bir tarihte vermiş de olabilirdi.

gelin damat fotoğrafları

Bazen de çiftler, fotoğrafçıların dış çekimleri belgesel tarzda yaptığını dinliyorlar. Oysa belgesel, düğün hikayesinde kullanılabilecek olan yaklaşımlardan sadece bir tanesi. Yani belgesel, temelinde “kurgusal” fotoğraflar olan dış çekimden tamamen farklı. Elbette belgesel fotoğrafçılar da dış çekime zaman ayırıyor, ancak dış çekime ayırdıkları kısımda bilinçli olarak belgesel yaklaşımın dışına çıkıyorlar. Belgesel düğün fotoğrafçılığını detaylıca tanımladığım ve örnekleriyle anlattığım şu yazıyı incelemenizi öneririm.

Belgesel fotoğrafçılar çekimlerini zaten stüdyoda yapmadıkları için, “dış mekan” terimi bu yaklaşımda anlamını kaybediyor. Çünkü fotoğraflar, açık ya da kapalı alan gözetmeksizin, olaylar nerede yaşanıyorsa orada çekiliyor. Belgesel yaklaşımla çekilen fotoğraflar için ille bir mekandan bahsedilmesi gerekiyorsa, bence “gerçek mekan” terimi kulağa daha uygun geliyor.

Düğün hikayesinden bahsetmişken, bu konuda da bir çok yanlış anlaşılma olduğunu görüyoruz. İlk zamanlarda sadece fotoğrafı kasteden düğün hikayesi, teknolojinin gelişmesiyle düğün videosunu da kapsamaya başladı. Ancak zamanla video daha ön plana çıktı. Günümüzde bazı çiftler ve fotoğrafçılar, düğün hikayesi dendiğinde sadece videodan bahsedildiğini düşünüyor.

Bu anlam karmaşasını temizlemek için de, “düğün hikayesi” yerine “düğün günü fotoğrafı” ve “düğün günü videosu” demek daha doğru sanki. Bu şekilde bu hizmetin ne anlama geldiği, kafa karışıklığına ya da tartışmaya fırsat vermeyecek kadar net olmaz mı?

düğün günü fotoğrafları

Bazı çiftler (ve hatta fotoğrafçılar da) düğün hikayesi ve düğün belgeseli terimlerini karıştırabiliyor. Bu ikisi tam olarak aynı anlama gelmiyor. Çünkü bir hikaye belgesel olabileceği gibi, kurgusal da olabiliyor. Fotoğrafçı hayal gücünü kullanarak, gerçek olmayan bir hikaye kurgulayabiliyor, ve çiftin de onayıyla bu kurgulanmış hikayeyi çekebiliyor. Yani bazı düğün fotoğrafçılarının “konsept çekim” olarak da adlandırdığı bu çalışma, aslında tam olarak kurgulanmış düğün hikayesi çekimi anlamına geliyor.

Dış mekan çekiminde verilen pozlar, kullanılan aksesuarlar ve mekanların aksine, belgesel fotoğraflarda fotoğrafçı, düğün gününün mevcut, gerçek, yaşayan hikayesini fotoğraflarla ölümsüzleştirmeyi amaçlıyor.

Belgesel yaklaşımın anlatmayı tercih ettiği hikayede, günümüzün görsel medya aracılığıyla pompalanan güzellik anlayışına uyum sağlama çabasından uzak duruluyor. Bu tür fotoğraflar “gelin o gün bir fotomodel kadar güzeldi” demek yerine, düğün hikayesinin başrolündeki gelin ve damadın insan yanını, o gün yaşanan olaylar karşısında yaşadıkları duygularını, sergiledikleri kişiliklerini, verdikleri tepkilerini fotoğraflara yansıtmayı hedefliyor. Bir fotoğrafın bin kelimeye bedel olduğunu hatırlatırcasına “gelin evlenirken annesi, biricik kızını evden gönderiyor olmanın tatlı hüznünü yaşadı”, ya da “damadın yengesi, damadı o halde görünce gözyaşlarını tutamadı” gibi gerçekleri en estetik şekilde gösteren ve izleyicisine çok güçlü bir anlam ifade eden kareler üretmeye çalışıyor.

düğün günü fotoğrafı

Bu sitedeki fotoğrafları inceleyenler bilirler, ben şahsen belgesel yaklaşımı tercih ediyor ve uyguluyorum. Ama kurgusal yaklaşıma karşı olduğum anlamı çıkarılmasın. Aksine, kurgusal yaklaşımı tercih eden kişiler arasında çalışmalarını çok beğendiğim, ve hatta kıskandığım fotoğrafçılar var 🙂 Ama düğün fotoğrafları çektiğim yıllar boyunca oluşan şahsi fikrim o ki, belgesel yaklaşımla çekilen düğün fotoğrafları daha uzun süre anlamını koruyorlar, ve o özel günde hissedilen duyguları yıllar sonra tekrar yaşatmayı başarıyorlar.

Peki ya siz? Sizin için belgesel ve kurgusal düğün fotoğrafları ne ifade ediyor, hangi yaklaşım sizin beğeninize daha fazla uyum sağlıyor? Ve bu yazıda kullandığım terimler size de daha anlaşılır gelmiyor mu?

TAGS:

ÖNCEKİ YAZI
SONRAKİ YAZI
Yorumları gör
Yorumları gizle
Ayhan ÇINARKÖK

Erkin merhaba;
Çok güzel bir yazı kaleme almışsın, okurken sadece keyif almadım öğrendim aynı zamanda.
Özellikle kullandığın terimler (gelin damat fotoğrafı yerine “düğün günü fotoğrafı” veya dış mekan yerine “gerçek mekan”) çok etkileyici.
Bu yazıyı okuyanlar kesinlikle Belgesel düğün fotoğrafçılığı hakkında bilgi sahibi olacaklardır, ister gelin-damat isterse fotoğrafçı olsunlar.

Ozlem Ergun

Biz senin belgesel yaklasimini sevdik 🙂
Seninle ilk konustugumuz gunu hatirliyorum…
Fotografcilarin “Geleneksel kurgusal” “gelin-damat” resimlerine bakarak hangi fotografcinin ani yakalayabilecegini kestirmeye calisiyordum ki karsima cikti fotograflarin…
Seni arayip:
‘Merhaba, ben dugunumuzde fotograflarimiz cekilsin istiyorum ama her kare sadece gunun dogal akisini yansitsin, dogal olsun; kimseden poz vermesini isteme ama herkesin ne hissettigi de fotograflara yansisin” diye bir cirpida sayikladigimi hatirliyorum.
Sonra utanip “zaten butun gelinler ayni seyi istiyordur di mi?” diye sorarak ne kadar sacmaladimi olcmeye calismistim:)
Sen heyecanla “hayir, esasinda ben boyle calismayi sevsem de herkesin tercihi bu olmuyor” dediginde ne kadar sasirdigimi da hatirliyorum.
Uzun lafin kisasi, yukarida da soyledigin gibi herkesin tercihleri farkli…
Biz boyle bir gunde sevdigimiz diger insanlarin uzaginda, bizim icin estetik ozelliklerinden baska anlam teskil etmeyen bir mekanda, “bakin ne kadar da guzel olduk biz” fotograflari verirken hayal edemedik kendimizi…Gun kisaydi, heyecanliydik, mutlulugumuzu paylasmak istedigimiz insan coktu… O sartlar altinda herkesin mutlulugunu, huznunu, bakisini, gulusunu hafizamiza alma imkanimiz yoktu. Kendi halimizden zaten bihaberdik…
Ama sen gayet guzel bir is cikararak hepsini ölümsüzlestirdin..
Tesekkur ederiz 🙂

Bu yazıda en çok ilginizi çeken şey ne oldu?

TYPE & HIT ENTER